Hepimiz bazen üzgün ve mutsuz hissederiz. Üzgünlük hissi normalden uzun sürdüğünde veya arttığında kendinizi şu soruyla karşı karşıya bulabilirsiniz: Depresyonda mıyım?
Depresyonun semptomları insandan insana değiştiği için bu sorunun cevabı her zaman kesin olarak verilemiyor. Fakat eğer duygusal yoğunluğunuz günlük hayatınızı fazlasıyla etkiliyorsa bu soruyu düşünmekte ve üstüne gitmekte fayda var.
Hayatımızda yaşadığımız bazı spesifik olaylar bizi çevremizden kopuk, melankolik ve umutsuz olmaya itebilir. Bu olaylara sevdiklerimizin kaybı, iş hayatında yaşanılan sıkıntılar, trajik dünya olayları veya bir ilişkinin bitişi örnek verilebilir. Bu tür durumlarda derin bir üzüntü hissetmek, karanlık düşüncelere sahip olmak en doğal şeydir. Bu duygusal durumlardan sonra depresyonda olup olmadığınızı merak edebilirsiniz.
Ancak, acı verici olaylardan sonra yaşanan üzüntü, Amerikan Psikoloji Derneğinin açıklamasına göre depresyondan birkaç noktada ayrılıyor:
Bazı durumlarda bu üzüntü ve keder, depresyonla birleşebilir. Eğer hissettiğiniz üzüntü normalden daha uzun sürüyorsa veya üzüntünüzün yanına depresyon semptomları eklendiyse depresyonlar karşı karşıya kalmış olabilirsiniz.
Klinik depresyon, duyguları, düşünceleri, vücudu, günlük yaşamı bir hayli sarsan ciddi bir zihinsel hastalıktır. Normalde fark ettiğimizden daha fazla insan depresyonla karşı karşıyadır. Her yıl 15 yetişkinden 1’i depresyon yaşarken, 6 insandan 1’i hayatının bir zamanında bu hastalığı yaşayama olasılığına sahiptir. Klinik depresyonun yaygın olması ciddi olmadığı anlamına gelmez. Yaşadığınız depresyonun güçlü veya zayıf olması hiçbir şey değiştirmez, depresyonun tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu bilmelisiniz.
“Depresyonda mıyım?” sorusunu sorarken en yaygın semptomları göze alıyor olabilirsiniz. Bunlar:
Genelde bu semptomları depresyon semptomu olarak yorumlamak için semptomların iki haftadan daha uzun süredir yaşanıyor olması gerekmektedir. Ancak kendinize zarar verme eylemleriniz veya intihar düşünceniz varsa bu bir acil durumdur, en yakın zamanda doktorunuzla görüşmelisiniz.
Amerikan Psikoloji Derneğine göre bu semptomların bazılarının ucu tiroit problemlerine, vitamin eksikliğine, beyin tümörüne dayanabilir. Bu yüzden eğer semptomlarınız yeniyse genel bir sağlık kontrolü yaptırmanız sizin için iyi olacaktır.
Genellikle depresyon birden çok faktörün sonucu ortaya çıkar. Bazen acıyla sonuçlanan olaylar depresyona sebep olabilir. Fakat unutmayın ki bu acıyla sonuçlana olaylarda yaşanılan üzüntü normaldir, bazı durumlarda klinik depresyona dönüşebilir.
Depresyon herkesi hayatının bir aralığında etkileyebilir fakat bazı insanları depresyona daha yatkın yapan durumlar vardır.
Depresyona yatkınlık oluşturan bu durumlar:
Bazı insanlar depresyon semptomlarının kış aylarında ortaya çıktığını veya arttığını fark ederler. Kış aylarında güneş ışığının azalması, günlerin kısalması buna sebep olabilir. Mevsimsel Duygusal Bozukluk olarak adlandıran hastalık gerçekten yaşanan bir durumdur. Eğer depresyon semptomlarınızla kış mevsiminin arasında bir bağlantı fark ettiyseniz Mevsimsel Duygusal Bozukluk yaşıyor olabilirsiniz. Mevsimsel Duygusal Bozukluk ile Klinik depresyon aynı semptomlara sahiptir.
Amerikan Psikoloji Derneğine göre, Mevsimsel Duygusal Bozukluk yaşayıp yaşamadığınızı, son yıllardaki kış aylarınıza bakarak anlayabilirsiniz.
Mevsimsel Duygusal Bozukluk hastalığının tedavi yöntemleri Klinik Depresyonla aynıdır. Mevsimsel Duygusal Bozukluk yaşadığınızda daha çok güneş ışığı almaya çalışın, karbonhidrat ve şekerden uzak kalmak öncelikli olmakla beraber daha sağlıklı beslenin, fiziksel olarak aktif kalın, spor yapın ve tabii ki gerekli olan durumlarda psikoloğunuza danışın.